30 Ağustos 2007 Perşembe

Namus !

"Cinsi muamele; vadettiği hazzın müstenalığından aldığı değerle kendisine layık hassasiyet, ruh, beden, şahsiyet,mekan, ve an şartlarını aratır. balo kıyafetiyle kasaptan et alınmaya gidilmez değil mi? Dişi cins köpekler bile teslim olacakları eşlerinde soy değerleri ararlar. Görüyorsun ki ahlak münakaşına girmeden namusun müdafaasını yapmak mümkündür. Yani biyolojik zaviyeden namus, daha iyiye doğru tasfiye yapan bir seleksiyon hareketinin insana verdiği yüksek bir tercih duygusu, bayağılıktan sakınma duygusudur. Biyolojik asalet ve kibarlıktır. Bir istifa aristokrasisidir. Cins hayvanlarda da vardır. Onlarda nadir şartlar ararlar ve cins olmayana teslim olmazlar. İnsan için bu şartlar daha nadir, çünkü daha karışık olduğunu kabul etmezmisin..."

Peyami Sefa, Yalnızız.

21 Ağustos 2007 Salı

Modern dünyanın düşüşü galiba

Cocukluğumda izleyip te aklımda kalan filmlerden aklıma kalan bir sahneydi en belirgini Şener Şen ' in "Züğürt Ağa" filmindedir; ağa, şeyhin arkasına düşer köylülerinide alıp, kuraklıktan bıkmış ahali hep beraber yağmur duasına giderler...

Lakin o zamanlar "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" vecizesini yeni oğrenmiş olmanın verdiği heyecandan olsa gerek pek eski, bohem, akıl dışı gelmişti bana, yağmur için insanların dua etmesi, ki yağmur niye yağmasın her zaman yağardı... Niye yağmasın ki ısınmayla buharlaşan su, bulutlar, falan derken bunun gayet rasyonel bir izahı vardı duayla olurmuydu hiç...

Bu yaz iki defa Cuma namazı oncesinde yağmur duasına iştirak ile ellerini toprağa çevirip tövbe, af dileyince farkettim kendi çelişkimi/çelişkimizi...

Hani akıl bunu mu emreder; "biz dua edince ne oluyor bulutlar mı, havanın kaldıracağı nem oranımı artıyor, niye dua diyoruz bi faydası varmı madem faydası yoktu niye sığındık boyle metafizik fenomenlere" diye sormak gerekirdi hakikaten akla ve ilime bu kadar önem verseydik...

Vermiyormuşuz lakin adına din densin, adet densin, ne derseniz deyin zor durumda kaldıkça hemen ona sığınıyoruz işte. Ki iyiki var Yağmur duasıda olmasaydı neye sığınacaktık ki hiç bir umudumuz kalmamıştı.

Demek ki hiç olmamış insan olarak tek başına ayakta kalma imkanımız ilaki muhtacız birisine veya bir şeylere demekki akıl ile tüm sorunlarımızı çözemiyormuşuz hiç ilmimiz ile ayakta kalma imkanımız yokmuş meğer...

Vesselam modern dünya düştü, daha da doğrusu hiç müstakil olamamış, modern dünya; tam tamına doğan gorünümlü şahin imiş münhasır medeniyetimiz asla kendi kendine yetemezmiş illaki hazırda olanları tüketmekle büyümüşüz. geç anladık, lakin anladık

Üstad dan bana nakletiği üstadımın; "Yağmur duasının vakti susuzluğun gelmesidir. Ama dua edildi diye yağmur yağması icap etmez" miş şu nizama bakarmısınız hani dua ettinizde yağdımı yağmur sanki diyenlere (topu boyle taca atıp 1-1 demeye çalışanlara) ne kadar zaman kaç asır önce vermiş cevabını...

En usta ağızlarda bile uzun bir nefesten acizmiş yalan!
İnandırma gayretinin en fazla olduğu anlarda bile kısalırmış cümleler...